Powered By Blogger

28.03.2012

Kendine Verdiğin Sözü Tutabilmek



İnsanın kendine verdiği sözleri tutabilmesi gerçekten çok önemli. Her yeni yıl gelirken hep yapmak istediklerimi düşünür ve yıl sonunda yine ne kadarını yapabildiğime bakarım. Aslında harekete geçmek ne kadar kolaydır da bin türlü bahanelerin beni durdurduğunu söylerim kendime. Yapılması gerekenin harekete geçiş kadar kolay olduğunu bilsek de saat çaldığında ertelemek kadar kolaydır kendimize verdiğimiz sözü tutamamak. 






Başkalarına verdiğimiz sözler, kendimize verdiğimiz sözlerden daha mı tutulasıdır yoksa yaptırım gücü daha fazla olduğu için mi daha önemlidir.

Sabah yarım saat erken kalkıp spor yapmayı istemek, daha çok kitap okumak için vakit ayırmak, görülmesi gereken yerler için farklı adımlar atabilmek, iş, yaşam, ev, ofis, sosyal çevre ile ilgili yapmak istediğimiz pekçok şey... Enerji azlığından, kaynak yokluğundan, zamansızlıktan sonuç olarak birşeylerden dolayı başlayamamak, yarıda durmak ya da birkez yaptıktan sonra eskiye dönmek. Oysa "hayatı yakalamak" buradan geçiyor. Sürekli aynı tempo ve durağanlık içinde yapmak istediklerimizi gömüveriyoruz kolayca. Sonra birşekilde karşımıza çıkınca "aslında ben de çok istiyordum" diyoruz.  Bunları yapabilenleri görünce beyindeki, kalpteki ampül yanıyor aniden. İşte o anda kendine söz verip tutabilmeli insan. Bir şekilde kazımalı. Diyete başladığının ertesi günü umursamadan vazgeçip başa dönmemeli. Başlangıç için "kararlılık, hırs ve iç motivasyon" şart. Çünkü tutamadığımız "zaman" o kadar kıymetli ki. 

Son zamanlarda hayatı yakalayabilenleri takip ediyorum. Benim için hayatı yakalayabilenler "hedefleri olan" insanlar. O hedefler için çaba gösterme gayretinden vazgeçmeyenler. Çünkü hayat tutunabildikçe, istediklerini yapabildikçe seni ittiriyor arkadan. Kendimize verdiğimiz sözlerin büyüklüğü küçüklüğü farklı olsun ama yeter ki olsun. Hele ki kış uykusundan uyandığımız şu günlerde daha çok "enerjimiz" olsun. Arkamızdan biri kovalıyormuşcasına gitmek, kolum dahi kalkmıyor diyerek ertelememek. 

İş hayatında hedeflerimize ulaşmak, yıllık plana uymak, müşteriye-müdüre-kendimize memnuniyet yaratmak için dünyamızı döndürüyoruz çaba ile. Sonrasında kendimize ait vakitlerde de dünyayı yavaşlatıyoruz. Aklımız, bedenimiz, ruhumuz biryerlerde takılı kalıyor. Günü 8'er saate bölme kuralı yaşamın değişen hızından dolayı tarih oluyor olsa da birazcık "alan açmak" şart  nefes aldığını hissedebilmek için. O yüzden orta yaş üzeri insanların niye "uykuyla zaman geçirince hayatı kaçırıyormuşum gibi geliyor"  dediklerini fark ederek anlamaya başladım bugünlerde.

Notlar alıyorum kişisel defterime. İlgimi çeken, kendime yakın hissettiğim, yapmak istediğim herşeyi yazıyorum. Onları yapabildikçe "daha mutlu, daha inançlı" olunacağını düşünüyorum. O yüzden haftasonlarınız, haftaiçi koşturmalarınız gibi geçiyor ise yanına tik koyabileceğiniz notlarınızın olma ihtimali yüksek demektir. 


Kendimize verdiğimiz sözü tutabilmek....Kendimize ve yakınlarımıza verdiğimiz değer gibi birşey. 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder